April 20, 2020

Recommended | Konya sözlüğü ve grameri

Mavi Boncuk |

Konya sözlüğü ve grameri

SOURCE


Konya sözlüğü, lehçesi, grameri kendi tesbitlerimdir. Ayrıca tıklayın Konya Bedduaları
İsimler
abdal = çingene (Anadolu lehçesi)
ağşam = akşam   (Türkmen: ağşam. Azeri, Uygur: ahşam)
ahali = halk (Arapça kökenli, Anadolu lehçesi. Azeri: əhali)
avurt = yanak     (Türk, Anadolu, Uygur lehçesi. Azeri ovurd. Türkmen: ovurt. Başkurt, Tatar, Kazak, Özbek, Kırgız: urt. Gagauz: aurt. Nogay: uwirt)
battı çıktı = taşıt altgeçidi (halk dili)
bazar = pazar (Azeri, Başkurt, Özbek, Uygur, Tatar lehçeleri)
böğün = bugün   (Türk ağzı. Kıbrıs lehçesi)
buynuz = boynuz (Azeri, Türkmen lehçesi)
cehendem = cehennem     (Türk lehçesi. Beddua: “cehendem yakın öte git“)
cingen = çingene (Anadolu lehçesi)
çıbık = çubuk (Tatar, Türkmen, Kırgız lehçesi)
çavgın = tipi (Anadolu lehçesi. Azeri lehçesinde: çovgun)
dağal = toz kaldırarak esen rüzgar, dağıl (Anadolu lehçesi)
dırnak  = tırnak (Azeri, Türkmen lehçesi)
efendi = koca
ermağan = armağan  (“ermağan gelmiş kaz gibi oturmak” – hareketsiz dimdik oturmak)
esalet = mahsustan (aslı “eselet”, “kasti olarak” anlamında)
essah = sahi (Arapça kökenli Anadolu lehçesi)
fışgı, fışkı = dışkı
furun = fırın    (Türk ağzı)
gabık = kabuk
gabôl = kabul
gardaş =kardeş (Anadolu, Azeri lehçesi)
gayrı = artık (“dur gayrı“, “gel gayrı“ gibi)
gırık = oğlanın kız arkadaşı, flörtü (yani kırığı)
gıymat = kıymet
Gonya  = Konya
göğnüm = gönlüm
gumar = kumar, konken
gücün = zar zor, güçlükle (Anadolu lehçesi)
hayat = avlu, evin girişi ve bahçesi (Azeri, Özbek, Uygur: heyat)
hazâr = zahir, elbette, herhalde (Anadolu lehçesi)
her yan = her taraf
her yannı = her tarafı
hisâb = hesap  (Özbek, Tatar, Başkurt lehçesi)
hükômet = hükümet
inne  =  iğne (Anadolu ağzı. Türkmen lehçesi)
işdah = iştah (Türkmen: işda)
kıblename = kıbleyi gösteren pusula, kıblenüma (Arapça-Farsça kökenli)
kölge = gölge    (Azeri: kölgə.Türkmen: kölege. Başkurt ve Tatar: külege, Özbek ve Kazak: külenke)
kursak = mide    (Açlık ifadesinde yer alan Türk lehçesi. Kazak, Kırgız, Özbek, Tatar. Azeri: qursaq)
kirbit     = kibrit    (Anadolu lehçesi)
kilô = kilo
meppos  = mebus (eski dilde), milletvekili
nâmus = namus
parde = tavan (Anadolu lehçesi)
roh = ruh
sıraca = yaralı/iltihaplı deri hastalığı (Türk lehçesi)
şiy = şey
tez  = çabuk, erken (Türk, Azeri, Kazak, Kırgız, Özbek lehçeleri. Başkurt, Tatar, Türkmen: tiz)
tez vakıtta = kısa zamanda
tohtur = doktor
töbe = tövbe (Arapça kökenli Anadolu lehçesi. Kırgız ve Türkmen: toba)
vakıt = vakit (Azeri, Uygur, Özbek lehçesi: vakt. Türkmen: vagt)
vücôd  = vücut
yan = taraf
yir = yer, mevki
yir gök = her yer
yun = yün (Anadolu, Azeri ağzı. Uygur: Jun)
zabah = sabah   (Anadolu lehçesi)
zabağnan = sabahleyin   (Anadolu lehçesi)
Zarf
sümeye = boşuna (Anadolu lehçesi)
Zamir
beriki = berideki, yandaki
hinci = şimdi    (Anadolu lehçesi)
öteyanı = öteki taraf
şo = şu
yirine = yerine
Eşya
çapıt  = çaput, eski bez parçası (Anadolu lehçesi)
çul çapıt, çul çabıt = değersiz bez, değersiz giysi
desti = testi  (Farsça kökenli Türk lehçesi)
diynek = değnek (Anadolu lehçesi)
gaşşık, gaşşıg = kaşık
güğüm = kalaylı ibrik (Anadolu lehçesi)
ıprık = ibrik, su kabı (Arapça kökenli Türk lehçesi)
helke = kova (Anadolu lehçesi)
ileğen = leğen
motur   = motosiklet, traktör
peşkir  = mendilden büyük ince el havlusu, yemek önlüğü
sandelle  = sandalye (Anadolu lehçesi)
tır tır = triportör
zahan = sahan (Anadolu lehçesi)
zoba = soba (Anadolu lehçesi)
Sıfatlar
accık = biraz, azıcık  (Anadolu lehçesi)
aylak = bedava (Anadolu lehçesi)
böyük = büyük  (Anadolu, Azeri lehçesi)
buynuzlu = eşi tarafından aldatılan erkek
cöhmül = hareket kabiliyeti olmayan
çikin = çirkin (Anadolu lehçesi)
değirmi = yuvarlak    (Azeri lehçesi)
deşirici = çöp toplayan, dilenci (Anadolu lehçesi)
dık dık burunlu = ağıza doğru inen uzun, eğik burunlu
dımışkı = dimdik   (Türk lehçesi)
dırtlı = evhamlı, mızmız   (Türk lehçesi)
eğşi = ekşi
eğsik = kadın (Anadolu lehçesi)
eğsikli  = eksik olmasın, iyi kadındır, kadın (Anadolu lehçesi)
gahle = gaile, dert
gahlesiz   = hiçbirşeyi dert edinmeyen, gailesiz
garannık = karanlık
gâvır  = gavur, gayrı müslüm (Anadolu lehçesi)
gâvır gibi = acımasız, gaddar, insafsız
işi gücü gâvırlık = kötü amaçlı
gazzık = kibarlık nedir bilmeyen erkek
gıyada = aralık (Türk lehçesi)
gıyadalı = aralıklı (kapının kapanmamış, aralıklı olması gibi)
gıymatlı = kıymetli
gidi = deyyus   (Türk lehçesi)
gopuk = adam olmamış, serseri, boşta gezer, hayta, kopuk (Türk lehçesi)
gök = mavi
göğ = ham
gözel  = güzel (Anadolu, Azeri, Türkmen, Özbek, Uygur lehçeleri)
gudubet, gudôbet = çirkin (Anadolu lehçesi)
gumarcı = kumarcı, konken oynayan kadın
güçcük = küçük   (Türk lehçesi)
güdek = kısa, güdük (Anadolu lehçesi. Azeri: gödek)
höllük (gibi) = uzun boylu (Anadolu lehçesi)
ıccak, ıçcak = sıcak  (Türk lehçesi)
ilan = yılan   (Türk ve Azeri lehçesi)
ilbiz = iblis, zalim (Anadolu lehçesi. Azeri lehçesinde yılan anlamına gelir)
iyilik bilmedik = iyilik bilmez
keleş = sevimli
kuzgun = fırsat bekleyen, fırsat kollayan
mesmosuz = gereksiz
namıssız = namussuz
namikör, namıkör = nankör, iyilik bilmez (Anadolu lehçesi)
oyunlu = art düşünceli
tehna    = tenha
sası = tatsız (meyveler için söylenir)
sası = sesini çıkarmayan, pasif, eşine-kaynanasına sesini çıkarmayan oğlan. Örneğin:“ana, oğlan sası gibi durur, ne dirlerse hee dir”
serhoş = sarhoş (Farsça kökenli. Anadolu, Azeri, Türkmen lehçesi)
sıracalı = iltihaplı deri hastalığı olan, hastalıklı
singil = işe yaramaz, sessiz-tembel kimse (Anadolu lehçesi)
sifli = pis   (Türk lehçesi)
sıyrık = yüzsüz, utanmaz   (Türk lehçesi)
söbü = eğri, uzun ince (Anadolu lehçesi)
söbü goruk = uzun adam (sevilmeyen uzun/biraz uzunca kişiler için söylenir)
uz = sinsi    (Türk lehçesi)
uzilan = yılan gibi sinsi (uz yılan)
vırrık = akli dengesi bozuk anlamında kullanılmakta
yallı = serbest hareket eden kız, hoppa, oyunlu kız  (Türk lehçesi)
yalak = ciddi olmayan, sulu, geveze  (bu anlamda kişiler için kullanılır, Türk lehçesi)
yini = yeni (Türk lehçesi)
zalım = zalim (Anadolu lehçesi)
sayılar
yidi = yedi
yiiğirmi = yirmi
gırh, gırkh = kırk (Anadolu ve Azeri lehçesi)
yitmiş = yetmiş
yitmiş yidi = yetmiş yedi
seğsen = seksen
doğsan = doksan (Azeri: dokhsan. Türkmen: toğsan. Kazak, Uygur, Özbek: toksan. Kırgız: tokson. Tatar: tuksan. Başkurt: tukhan)
Nidalar, ünlemler
age, agel = haydi (Birinden birşey isterken cümlenin başında kullanılır. Mesela: “age şordan bir kiloo soğan vir”. Aslının “al gel” ya da “haydi gel” olduğu sanılmaktadır)
annagh! veya anagh! = ayy!, a aa!
annagh dimissim = birden hayretler içerisinde kalmışım, “a aa” demişim (Azeriler aynı anlamda “elim yüzümde galıb” derler)
anauvv = amanın (kadınlar bunu söylerken genelde avuçlarıyla ağızlarını kapatırlar- Kayserililerin “abov”unun  Konya versiyonudur)
ana = yahu, aman, a aa (cümlenin başında kullanılır, tam bir karşılığı yoktur)
bağa bak! = bana bak!
di = hadi canım sende, git Allahaşkına (Anadolu lehçesi)
di = de (di bağayım = hadi de bakalım, töbe di = tövbe de)
gaç! = aman, hadi canım, bakma öyle olduğuna, geç  (cümlenin başında kullanılır, tam bir karşılığı yoktur)
he, hee = evet (Azeri lehçesi)
len = başka yörelerde kullanılan ülen, ulan, lan karşılığı (“len oğlum bırak geçsin“)
toh! = tüh! tuh!
yoo = hayır
Deyişler
ar namıs tertemiz  = utanması olmayan, güya namus aklayan
bir hôş olmak = bir tuhaf olmak
destur aralaşın = yol verin – uzaklaşın (şeytan ve/veya cinleri uzaklaştırmak için söylenir, özellikle karanlık, kuytu, ıssız duvarlara/yerlere küçük su dökerken, oralardan geçerken)
eli boş göğnü hoş = işsiz-güçsüz, gününü gün eden
ermağan gelmiş kaz gibi oturur  = hareketsiz dimdik oturuyor
eşşeğin sıpası = çocuğa kızıldığında söylenir
geligelivirin = sık sık gelin
gırık dölü = bozuk soylu, soyu bozuk
goca Gonyalı = Konya şivesi ile konuşan, Konya adetlerini uygulayan
gurt tüyünü dökünce gudubet olur = kurt kocayınca köpeğin maskarası olur
hep deli, hüp deli, beşikteki başını sallar = bütün aile kafayı yemiş
işi gücü gâvırlık = kötü amaçlı
işte sana bir cızgı = göreceksin bu dediğim çıkacak (işaret parmağıyla duvar, masa gibi bir düzlem üzerine çizgi çekilerek söylenir)
kıblemi gırkh ettin = beni tamamen şaşırttın
mırrığı mırrık = durumundan hoşnut olmayan
neyle meşgul bulunuyorsunuz? = Ne iş yaparsınız? Mesleğiniz nedir?
niynesin, niyneyim = ne yapsın, ne yapayım (Anadolu, Azeri lehçesi)
oğlan sası gibi durur, ne dirlerse hee dir = sesini çıkarmayan, pasif, eşine-kaynanasına sesini çıkarmayan oğul
ölüyün körü = elinin körü (doğrusu “ölünün goru” = ölünün mezarı. Gor: mezar  Farsça kökenli, Azeri lehçesi)
ölüyün körü, garnıyın ağrısı = yok artık yani, abarttın, fazla uzattın anlamında
şaşım şaşım şaşırmak = iyice şaşkına dönmek
beni şaşım şaşım şaşırdırlar = beni şaşkına çevirirler
şişen mi? = şımarı(yo)r musun?
zerim zahtım kesildi = gücüm, takatim kalmadı
Aile
ağa(m)= ağabey(im)
âbiye(m) = ağabey(im)
ana = anne
apla = abla
diyze = teyze
efendi = koca
gız = kız  (Anadolu, Azeri, Türkmen lehçesi)
gocaoğlan = büyümüş erkek çocuk
guzum = kuzum  (çocuk için sevgi ve şefkat duygularıyla kullanılan bir söz)
güz bilici = sıcak aylarda doğup biraz soğuklarda üşüyen çocuk
hacemmi = hacı amca
hıranta = bakmakla yükümlü olunan ailenin oğlanları (“horanta” Farsça kökenli Türk lehçesi)
inişte = enişte
nene = nine
sıpa = çocuk için neşeyle ve takılarak söylenir (eşşeğin sıpası da denir)
uşak = çocuk  (Anadolu, Azeri lehçesi)
yavrım = yavrum
yinge = yenge
Hayvanlar
ağaç delen guş = ağaçkakan
biliç = piliç
cüllülük = göçmen alıcı bir kuş türü. Eskiden Konya’da bol sayıda bulunurdu. Yerel adını “cüll-llülük” (ortası şeddeli) diye ötüşünden ya da çaylak türü olmasından da almış olabilir (çaylak-cüllük).
davıg = tavuk
daylak = devenin yavrusu (Türk lehçesi)
donuz, doğuz = domuz  (Anadolu, Azeri, Kırgız, Türkmen lehçesi: donuz. Kazak: donız. Başkurt: Özbek: tonğız.  Uygur: tonğuz)
göğercin = güvercin  (Anadolu lehçesi. Azeri: göyərçin. Türkmen: göğerçin. Kazak: kögerşin)
gurt = kurt (Anadolu, Türkmen lehçesi. Azeri: gurd)
guş  = kuş   (Anadolu, Azeri, Türkmen lehçesi)
hayırlı guş = baykuş  (Türk lehçesi)
hacı leylek = leylek
horaz = horoz (Türk-Anadolu lehçesi)
mıssırga = hindi (Anadolu lehçesi)
tavık, tavıg = tavuk (Anadolu, Başkurt, Kazak, Tatar lehçesi)
Yiyecek, yemek (Konya Yemek Kültürü için TIKLAYIN. Konya yemek tarifleri için TIKLAYIN)
armıt = armut
balcan = patlıcan
bostan = salatalık (bazı yerlerde)
bişi = Yağda kızartılan hamur (bazı yerlerde şebite sarılan kabartlama, Azerbaycan’daki piroşki, piraşki benzeri)
bütümet =  kemiksiz büyük parça et (fırında pişmiş), Konya furun (fırın) kebabı. (Başka bölgelerde tandırda yapılan tandır kebabı ile ilgisi yoktur, tandırda pişirilmedikçe Konya tandırı veya Konya Tandır kebabı demek yanlıştır. Tandır ve fırın aynı şey değildir.)
dad  = tat (Anadolu lehçesi, Azeri lehçesinde lezzet anlamında)
dadlı = tatlı  (Anadolu lehçesi, Azeri lehçesinde lezzetli anlamında)
divlek = orta boy (tam büyümemiş) kavun. (Anadolunun başka yerlerinde “kelek” denir)
duz  = tuz   (Anadolu, Azeri lehçesi)
etlekmek  = etli ekmek (Sadece Konya’ya mahsus çok ince, çıtır, kıymalı veya kuşbaşılı pide)
furun = fırın (Anadolu lehçesi)
fişne = vişne
gadif = kadayıf
gölle = haşlanmış mısır (Anadolu lehçesi)
günaşık   = ay çiçeği
höşmerim = kaymakla yapılan bir tür irmik helvası (Başka yörelerin peynir tatlısı olan hoşmerimden farklıdır ve onlarla karıştırılmamalıdır)
hırtlak = yeni büyümeye başlayan avuç büyüklüğünde sert, ham kavun (çok lezzetlidir).
kabartlama, gabartlama = Bazlama, saçta ya da tavada kızartılan mayalı pide, çörek (yer yer kabarık olur)
katmer, gatmer = bir tür tatlı hamur işi
leplebi = leblebi
patatis, patadis = patates
soğanın cücüğü = soğanın göbeği
şalak = kaşık kavunu
tomata, domatis = domates
somun = Konya’ya özel küçük pide
şebit = ince, hafif kıtır, yufka ekmek
yat geberlik = gece yatmadan önce yenilen yemek. İngilizlerin “supper”ı gibi. Daha geniş bilgi için tıklayın: https://bpakman.wordpress.com/konya/yemekkulturu/yatgeberlik/
yimek   = yemek (Türk lehçesi)
Giyecek
don = elbise   (Anadolu, Azeri lehçesi)
işlik = gömlek
mantu = manto
pambık = pamuk    (Anadolu, Azeri lehçesi)
pantul = pantolon
paltu = palto
yişmak = başörtüsü, eşarp
spor
dop, top = futbol
dopçu, topçu = futbolcu
güleş = güreş (Anadolu, Azeri lehçesi)
idman = antreman (Arapça kökenli Türk lehçesi)
Özel isimler
Ayış = Ayşe (Mesela: meşhur “Ayışım gümüşüm bir hoşum aman” adlı Konya türküsündeki Ayış)
İmine = Emine
Fadim = Fatma, Fadime
Hatıç = Hatice
Sıddiyka = Sıdıka,
Sülüman = Süleyman
Selçok = Selçuk
Sapri = Sabri
Siyit = Seyit
Siyidosman = Seyit Osman
Şerif = Şerife
Tiğfık = Tevfik
Toğrul = Tuğrul    (Anadolu, Azeri lehçesi)
Yosif = Yusuf
Ziliya, Ziliha = Zeliha
Fiiller
aralaşmak = uzaklaşmak (Anadolu lehçesi)
behsleşmek (besleşmek okunur) = bahse girmek
börtlemek = sıcaktan (yüzü) pişmek, yüzü al al olmak
üleşmek  = bölüşmek, paylaşmak (Anadolu, Türkmen lehçesi. Özbek: üleşişmek. Kırgız: ülöşü. Kazak: ülösüv)
boşlamak = bırakmak, vazgeçmek
büngüldemek =  tencerenin fokurdaması (Anadolu lehçesi)
büngüldetmek = sakin duran birini hareketli hale getirmek
çemkirmek = sert cevap vermek, konuşmada karşı gelmek
dalamak =  şiddetli azarlamak (Azeri lehçesinde: danlamak)
dalanmak =  böcek tarafından yoğun ısırılmak
datmak = birşeyin zevkine kapılıp onu sık sık yapmaya alışmak
dingişdemek = kıpırdanmak, hareketsiz duramamak
dinelmek = ayakta durmak   (Anadolu lehçesi)
divinmek = hareket etmek, devinmek, didinmek (Anadolu lehçesi)
fingirdemek = oynaşmak (kız-erkek arasında)
göğermek = vurma ya da çarpma sonunda vücudun herhangi bir yeri morarmak
içi yavıncımak = biraz açlık hissetmek, içi (midesi) kıyılmak (“içim yavıncıyıvırdı da”)
ilenmek = beddua etmek
iriktirmek = biriktirmek (Anadolu lehçesi)
itmek = etmek
göğermek = morarmak
kaybetmek = yitirmek (Özbek, Türkmen lehçesi. Azeri: İtirmek)
kıblesi kırk olmak = şaşkına dönmek
kösülmek = yan gelip, sere serpe yatmak
lüllüm olmak = herkesin diline düşmek
peydah olmak = ortaya çıkmak
sakınmak = kıskanmak
seyirtmek = koşmak (Türk lehçesi)
sokranmak, sokurdanmak = söylenmek
söğünmek  = sönmek, ışığın kapanması (Azerbaycan lehçesinde söndürmek düğmeyi kapatmak demektir)
söğündür = söndür, kapa (emir kipi)
şakıtmak = başarılı iş yapmak (kinaye anlamında), yüzüne gözüne bulaştırmak, becerememek
şişmek = şımarmak, kibirlenmek,
tapuşlamak = tapışlamak, avutma ya da beğeni için birinin arkasına, yan omzuna el vurmak, okşamak
ürmek = bağırmak (“Köpek gibi ürer”)
ütmek = tavuğun tüylerini yakmak
ütmek = kumarda, kağıt oyununda kazanmak (Özbek: yütmek. Türkmen,Uygur: utmak. Azeri: udmaq. Kazak: utuv. Kırgız: utü)
ütülmek = kumarda, kağıt oyununda kaybetmek (Azeri: uduzmaq)
üzülmek = aşınmak, yıpranmak (Not: ip, bez  v.b. gibi şeylerin yıpranması. Türkmen, Özbek, Uygur. Kırgız: üzülü. Kazak: üzılüv. Başkurt: özolıp. Tatar: özilip)
yimek  = yemek (yin = yersin, yimen = yemezsin)
yitmek  = yetmek  (Anadolu lehçesi. Özbek: yitmek. Azeri: itmek)
yiter  =  yeter  (isim formu)
yitirmek = kaybetmek (Anadolu, Türkmen, Özbek lehçesi. Azeri: itirmek)
yitişmek = yetişmek (Anadolu ağzı. Başkurt: yitişiv)
yitiş = yetiş (emir kipi )
yumak   = yıkamak  (Anadolu, Azeri lehçesi. Özbek: yuvmak. Türkmen: yığmak)
yunmak = yıkanmak
yudum = yıkadım
yundum = yıkandım
zeri zahtı kesilmek = gücü kalmamak
zerim zahtım kesildi = gücüm kalmadı
KONYA GRAMERİ
Tezlik fiilleri. Fiil kök ve gövdelerine –ı, -i, -u, -ü, yu vb ekleri getirilmiş kelime kökleri Türkçe gramerindeki “-vermek” yerine önceki sese (harfe) uygun olarak “-virmek, -vırmak, -vurmak” fiiliyle birleştirilir.
gelivirmek  = gelivermek
yapıvır  = yapıver
duruvur  = duruver (Ha duruvur = dursan ne olur sanki)
okuyuvurun = okuyuverin
parayı aldı dolaşıvırdı = paramı aldı sonra (işimi görmeden) ortadan kayboldu
Geniş zamandaki eylemlerin anlatımı (fiil çekimlerinde “e” yerine “i” söylenmesi)
o yir = o yer
ben dirim = ben derim
sen ne din? = sen ne dersin?
biz diriz = biz deriz
öyle dirler = öyle derler
Bu emir kiplerinde de geçerlidir
yi = ye
di = de (söyle anlamında)
vir = ver
virivir = veriver
Şimdi devam eden ve geçmişte devam etmiş eylemlerin anlatımı. Fiil çekimlerinde …yo… kalkar, sonrasında ses uyumu değişikliği olabilir:
o uyur = o uyuyor
o yatır = o yatıyor
sen ne dirsin? = sen ne diyorsun?
o ne yir? = o ne yiyor?
ben uyurdum = ben uyuyordum
ben yatırdım = ben yatıyordum
biz okurduk = biz okuyorduk
ne oturursunuz? = niye oturuyorsunuz? (Not: bazı halk ağzında “ne oturusunuz?” da denilebilir)
Bazı soru versiyonları geniş zamanda haliyle kullanılır, böylece şimdiki zamanda çok kısaltılmış olur:
sen ne iden?  = sen ne yapıyorsun? (sen ne yaparsın?)
ne suyu içen? = niye su içiyorsun? (niye su içersin?)
o ne yir? = o ne yiyor? (yer?)
ile edatı. İle edatının (veya …yla, iyle, …le sonekleri) yerinin ses uyumuna göre …yinen, …yınan, …yunan, …inen, şahıslarda …len, …lan vb. soneklerinin alması:
arabayınan = arabayla, araba ile
boruyunan = boruyla, boru ile
simidinen çay = simitle çay
uçağınan = uçakla, uçak ile
gemiyinen = gemiyle, gemi ile
benlen = benimle (Örnek: “benlen mi yaşayacaktı?”)
onlan = onunla
Sorular
nâpan? = ne yapıyorsun? (Kıbrıslı Türkler de benzer şekilde ancak uzatmasız “napan” derler)
nöğördünüz? = ne yaptınız?
yin mi? = yer misin?
yin mi, yimen mi? = yer misin yemez misin?
ne din? = ne diyorsun?
ne içen? = ne içersin ?
içen mi? = içer misin?
nedii? = niye, neden?
nedii iden? = neden (böyle) yapıyorsun?
ne sokranıp durun? = ne söylenip duruyorsun?
bilin mii? = bilir misin?
oturun mu? = oturur musun?
imi? = emi?
Geçmiş gelecek zaman çekimleri. Fiil sonundaki cek, cak çekimleri çeğ, cağ haline gelir, son hece “d” ile başlar:
yatacağdım= yatacaktım
uyumayacağdın = uyumayacaktın
vireceğdi = verecekti (Not: burada daha önce açıkladığımız başka lehçe değişikliği de var)
gideceğdik = gidecektik
gelmeyeceğ miydiniz?= gelmeyecek miydiniz?
oturmayacağlardı = oturmayacaklardı
Bazı şimdiki zaman çekimleri. “y” ünsüz ikileşmesine uğrar çift (şeddeli) olarak söylenir
İstemek: isteyyorum, isteyyorsun, isteyyor, isteyyoruz, isteyyorsunuz, isteyyorlar
Ölmek: ölüyyorum, ölüyyorsun, ölüyyor, ölüyyoruz, ölüyyorsunuz, ölüyyorlar
Bülent Pakman. Temmuz 2009. Son güncelleme Nisan 2016. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden alıntı yapılamaz.
Notlar: Hepsi kendi tespitlerimdir. Kelimelerden görülebileceği gibi Konya halkı Oğuz/Türkmen kökenlidir. Yukarıda kullanılan “Anadolu lehçesi” deyimi, Anadolu’da konuşma dili lehçesi, “Türk lehçesi” deyimi ise bazı Türk Halklarının konuşma dil lehçesi anlamındadır.
cropped-cropped-111220105192.jpgBülent Pakman kimdir https://bpakman.wordpress.com/pakman/

No comments:

Post a Comment