medeni/medina: (ﻣﺪﻳﻨﻪ) i. (fromAR medіne) city EN[1] Şehir, kasaba, belde: “Medînetü’n-nebî – Medînetü’r-resul: Peygamber şehri, Medîne.” Hayâl-i yârdan olmaz tehî medîne-i dil / Bu şehr içinde bozulmaz kumâş-ı şehrâyin (Nâbî). Eski Yunan medînelerinde, kable’l-İslâm Araplar’da, eski Türkler’de, hulâsa henüz ilk devrinde bulunan bütün cemiyetlerde şu yalancı kavmiyeti görürüz (Ziyâ Gökalp).
Medîne dilencisi (fıkarâsı)
gibi: Üstü başı, giyim kuşamı perîşan durumda olan kimseler için kullanılır. Medîne fıkarâsı gibi dizilmek: Bir iş
için sıra sıra dizilip bekleşen insanlar için kullanılır. Medîne-i Münevvere:
“Nurlandırılmış şehir” Hz. Muhammed’in kabrinin bulunduğu Medîne şehri.
Arapça mdn kökünden gelen madanī مدني “kentli, özellikle Medine'li” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Arapça madīna(t) مدينة “kent, devlet” sözcüğünün +ī ekiyle nisbet halidir.
Arapça sözcük sadece "Medine'li" anlamında kullanılır. Osmanlı modernleşmesinin ana kavramlarından olan medeniyet ve temeddün, Fransızca civilisation karşılığı olarak 19. yy'da dolaşıma girmiştir. Karş. Fransızca civil "uygar" < Latince civilis "kentli, kentsel". Ayrıca karş. Eski Yunanca politikós < pólis "kent, devlet". medeni kanun, medenileşmek, medenilik
medeniyet: Kıpçakça: “Medine'ye ait, Medineli” [İrşadü'l-Mülûk ve's-Selâtîn, 1387]
“Medineli” [Meninski, Thesaurus, 1680]
medenī: Medinensis “... uygar, Fr. civilisé karşılığı” [Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876] medenī: (. ..) ehlī, me'nūs
medeniyet:(ﻣﺪﻧﻴّﺖ) i. (fromAR medenі’den yapma mastar medeniyyet) civilisation EN[2] Bir millet ve toplumun maddî, mânevî varlığına âit üstün niteliklerden, değerlerden, fikir ve sanat hayâtındaki çalışmalardan, ilim, teknik, sanâyi, ticâret vb. sâhalardaki nîmetlerden yararlanarak ulaştığı bolluk, rahatlık ve güvenlik içindeki hayat tarzı, yaşama biçimi, medenîlik, uygarlık: Türkler medeniyet yollarını açmış, her yere kahramanlık, temiz kan, saf ahlâk, teceddüt ve ıstıfâ götürmüşlerdi (Ömer Seyfeddin). Bu gözlerim medeniyyetlerin bıraktığını / Beş on yıl önce görür müydü böyle taş yığını (Yahyâ Kemal). Kadîm medeniyetin eserleriyle örtülü toprakta yeni bir nizam çiçek açtı (Ahmet H. Tanpınar).
Arapça madanī مدني “şehirli” sözcüğünden +īya(t)² ekiyle türetilmiştir. Fransızca civilisation karşılığı olarak 19. yy ortalarında Yeni Osmanlıca temeddün ve hemen ardından medeniyyet benimsenmiştir. Yeni Osmanlıca: [Arşiv Belg. Göre Osmanlı'da Gösteri Sanatları, 1840; menāfiˁ-i terbiye ve medeniyyeti müstelzim bir mādde [Ahmed Vefik Paşa, Lehce-ı Osmani, 1876] medenīyet: Şehrīlik, terakki, temeddün
[1] city (n.) c. 1200, from Old French cite "town, city" (10c., Modern French cité), from earlier citet, from Latin civitatem (nominative civitas; in Late Latin sometimes citatem) originally "citizenship, condition or rights of a citizen, membership in the community," later "community of citizens, state, commonwealth" (used, for instance of the Gaulish tribes), from civis "townsman," from PIE root *kei- (1) "to lie," also forming words for "bed, couch," and with a secondary sense of "beloved, dear."
London is the city from 1550s. As an adjective, "pertaining to a city, urban," from c. 1300. City hall "chief municipal offices" is first recorded 1670s; to fight city hall is 1913, American English. City slicker "a smart and plausible rogue, of a kind usu. found in cities" [OED] is first recorded 1916 (see slick (adj.)). City limits is from 1825.
The newspaper city-editor, who superintends the collection and publication of local news, is from 1834, American English; hence city desk attested from 1878. Inner city first attested 1968.
[2] civilization (n.) 1704, in a now-obsolete sense "law which makes a criminal process civil," from civil + -ization. Sense of "civilized condition, state of being reclaimed from the rudeness of savage life" first recorded 1772, probably from French civilisation, serving as an opposite to barbarity and a distinct word from civility. From civilize + -ation. Sense of "a particular human society in a civilized condition, considered as a whole over time," is from 1857.
No comments:
Post a Comment