September 10, 2014

Asya Tipi Üretim Tarzı by Sencer Divitçioğlu

Mavi Boncuk |Prepared by CEM ANGIN 04/04/2014


SENCER DİVİTÇİOĞLU 
ASYA ÜRETİM TARZI VE OSMANLI TOPLUMU
Marksist Üretim Tarzı Kavramı
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları - Sayfa Sayısı: 219 
Baskı: YKY ’de 1. Baskı – Yıl: 2003 
Kitap ayrıca 2010’da İş Bankası Kültür Yayınlarınca basılmıştır


A. GİRİŞ

B. ASYA ÜRETİM TARZI VE OSMANLI TOPLUMU
1- Asya Üretim tarzı 
2- Osmanlı Toplumu
3- Asya mı Feodal Üretim tarzı mı ?

C. MARKSİST ÜRETİM TARZI KAVRAMI 
1- Tarihi Maddecilik 
2- Maddeci Diyalektik 
3- Üretim Tarzı
4- Üretim Tarzları ve Evrilme Kanunları
5- Hakim ve Geçiş Dönemi Üretim Tarzları
6- Toplumsal Kuruluş
7- Çelişkiler 
8- Fetişizm

Genel Değerlendirme: Kitap genel itibariyle çok akıcı bir dile yazılmış 
olup, bütünlüğe sahip ve birçok noktada güzel tespitleri bize sunmuştur. 
Özet bir değinimle kitap en başta Marx’ ın Asya Üretim tarzını, Bu tarzın 
mekan/coğrafya olarak Osmanlı yönünü, son olarak asya üretim tarzı –
Osmanlı toplumsal yapısı (sosyal, siyasal, ekonomik) – ve klasik Avrupa 
feodalitesini ele almıştır. Ve son olarak da Asya Üretim tarzı içinde Osmanlı 
kıyaslaması yapılmıştır.

ASYA ÜRETİM TARZI VE OSMANLI TOPLUMU

Bu bölüm başlı başına Marx ve Engels ‘in söylemlerine yer verilerek 
açıklanmıştır. Her şeyden önce Batılı olmayan toplumsal yapıların toprakla 
ilişkisi üzerinden ortaya atılan bir model sunulmuştur ve açıklama toprakla 
toplum arasındaki bağı ortaya koyma üzerine devam etmiştir. Türkiye, İran, 
Hindistan gibi batılı olmayan toplumların üretim tarzları ancak toprakta 
özel mülkiyetin yokluğu ile açıklanabilir. Toprak mülkiyetinin yokluğu 
bütün toplumların anahtarı olarak görülür ve doğunu bütün siyasi ve dini 
tarihi bu söylemde gizli olduğu vurgulanır. Belirtilen doğulu toplumlarda 
toprak mülkiyeti yoktur ve mülkün sahibi devlettir. Öyleyse bu ülkelerde 
klasik feodal üretim tarzı söz konusu olamaz. Çünkü klasik anlamdaki 
feodalitede devletin, toprağın mülk sahibi olması diye bir şey yoktur. İşte 
kitap tam da bu noktada ‘O halde bu tür ülkelerde başka bir üretim tarzı 
mevcuttur ‘savunusu ve ‘Neden bu toplumlarda özel mülkiyetin yoktur’ 
sorusunun cevabını ortaya koyar. Neden mülkiyet yokturun cevaplarını şu 
şekilde sıralar. Toprağın az yada kuraklık olduğu yer ve zamanlarda bu 
topraklara ait ürünlerin elde edilebilmesi için büyük çaplı organizasyon ve 
uğraşılara ihtiyaç vardır. Bunlara örnek olarak sulama işleri, sulama 
kanalları gibi kamu işleri verilmiştir. Böylesi bir durumda gerek su 
yollarının yapımında iradi ve müşterek çalışmalar, gerek suyu ortaklaşa 
kullanma mecburiyeti toprakta müşterek mülk sahipliğini ya da devlet 
mülkiyetini gerektirmektedir. Marx’ a göre Asyalı hükümetlere düşen 
iktisadi görev; kamu işlerini(ulaşım, tapınak, kale inşası vs.) yerine getirme 
görevi, toprak mülkiyetinin devlete ait olmasına sebep olmaktadır. Kısaccası 
işlerin yürütülmesi için gerekli ve yüksek otorite toprak mülkiyetine dayalı 
olan özel otorite ile çatıştığından Asya üretim tarzında toprakta mülkiyete 
devlete aittir. Ancak burada madalyonun bir de diğer yüzü vardır o da mülk 
devletin olsa da tasarruf özel kişiler aittir. 

Kısacası devletin mülk sahibi olmasının nedeni şu şekilde özetlenir: 
• Devletin üzerine almış olduğu kamu işleri
• Köy topluluklarının kendini destekler karakteri (köylü ürünün kendine 
yeter kadarını alır, ürünün artan kısmı devletindir mantığı)

Asya üretim tarzının diğer öğeleri ise şu şekilde sıralanmıştır: 
- Topluluklar aynı zamanda iktisadi birer birimdirler.
- Ürünün bir kısmı tüketime gider ancak geri kalan artık ürün toprağın 
biricik sahibi olan devlete geçer.
- Bu tarzın ekonomisinde meta üretimi gelişmemiştir. Çünkü yapılan 
üretim kullanma değeri sağlamak için yapılır. Ya da ayni vergi söz 
konusuysa meta üretimi tamamen ortadan kalkar. 
- Bireyler arasında ayrılık/farklılık yoktur.
- Özel ve bağımsız birey yapı itibariyle ortaya çıkmaz.

Özetle bu tarz yapı içinde:

Birey üretimini sadece kullanma değeri için yapar. Üretilen nesnenin 
mübadelesi dolayısıyla meta üretimi söz konusu değildir. Bu bakımdan birey 
toplumun diğer bireylerinden ayrılmamıştır. Birey ancak toplumla beraber
oluşur. Özel ve bağımsız birey ortaya çıkmaz. Asya üretim tarzında sanayi 
küçük sanatlar ya da el sanayisi halindedir ve esnaf toplulukları, loncalar, 
kastlar şeklinde örgütlenmiştir. Ancak bu şekildeki bir yapı yeni üretim 
dallarının kurulmasına ve kurulmuş olanlarda var olan sanayinin 
gelişmesine sebep olmaz. Ticaret ve mübadele ancak verilmiş talebe göre 
yerleşmiş olan sanayi dallarını bir araya getirir. Sonuç olarak Asya üretim 
tarzında yaratılan artık ürünün devleti temsil eden hakin sınıf eline geçişi 
ticaretin, ticarette sanayinin temerküz ettiği şehirlerin gelişmesine sebep 
olur. Bununla birlikte ticaretin verilmiş bir talebin işlevi olduğu 
düşünülürse, ticaretin sanayii kamçılayıp, geliştiremeyeceği anlaşılır. 
Bundan dolayı Asya üretim tarzı temelinde ikili bir ekonomi özelliği taşır. 
Bir yandan kendini destekler köy topluluklarının hakim olduğu kır kesimi, 
öte yandan devleti temsil edenlerin talepleri ile beslenen ticaret ve dolayısıyla 
kalıplaşmış bir kent kesimi… 

Bu söylemlerin yanında Marx ayrıca şunu vurgular: 
Asya üretim tarzının içerdiği tarihsel şartlar sistemin kapitalist üretim 
tarzına doğru gelişmesini kolaylaştıracağı gibi aynı zamanda sosyalist üretim 
tarzına doğru evirilmesini de sağlayabilir. Her şey içinde yaşanılan 
toplumsal ortama bağlıdır. 

• Kitabın devam eden bölümlerinde ise başlı başına bir Osmanlı devlet 
geleneği analizi yapılmış olup bu bağlamda veraset sistemi, toprak 
mülkiyeti konusu, vergiler, vakıflar, ticaret, toplumsal yapı ve bu 
toplumsal yapının ekonomi politiği ortaya konulmuştur. Örneğin 
Toprağın, devletle özdeş olan sultanın ölümü ile beraber yine devletle 
özdeş olan yeni varise geçmesi burada çok önemlidir. Çünkü bu 
Osmanlıda özel anlamdaki mülksüzlüğü, hanedan üyelerinin 
konumunu, topraktan elde edilen geliri, hangi toprağın ne gibi 
getirilerinin olduğunu ve daha birçok şeyi ortaya koyar.
• Son olarak bu bölümün son kısmında Marx – Engels - Lenin 
çerçevesinde Asya mı, Feodal Üretim Tarzı mı? başlığına değinilmiştir. 
Bu başlık altında Osmanlı ve Asya üretim tarzı karşılaştırılmıştır ve 
karşılaştırılan noktalar ise şunlardır. 

Her iki modelin:
- TOPRAK MÜLKİYETİ
- SINIFLAŞMA
- SINIF ÇATIŞMASI
- DEVLETİN KAMUSAL İŞLERİ
- KÖY ÜRETİM ŞEKLİ
- KÖY VE ŞEHİR BÖLÜMÜ
- DURAĞAN HAL
ASYA ÜRETİM TARZI VE OSMANLI TOPLUMU

Bu bölümde Marks temelinde kavramsal açıklamalara ve Marksist 
öğretilere yer verilmiştir. Bu anlamda değinilen öğreti ve kavramlar 
şunlardır. 

- Öğretiler: 
• Tarihi maddecilik 
• Maddeci diyalektiktir. 
- Kavramlar ve açıklamalar: 
• Üretim tarzı - Asya üretim tarzı
• İlkel topluluk
• Antik ve Köleci Üretim Tarzı
• Germen Üretim tarzı
• Feodal Üretim ve Kapitalist üretim tarzı
• Hakim ve Geçiş Dönemi üretim tarzı
• Fetişizm 

No comments:

Post a Comment