Mavi Boncuk |
Türkmen aşiretleri | Author(s): Raulig and Freilitz | İstanbul 1918, (Rumi 1334)[1] translated by Habil Adem Bey. "Naci İsmail" (after 1934 Pelister) [1][4]
Go to Istanbul Teknik Universitesi Library or to TBMM Kütüphanesi Açık Erişim Koleksiyonu | Open Access Collection (link to the book). This 500 plus page important book is there. Can you read it. That is the crux of the matter. This book is type set in the old script. A two week self study of the Ottoman Alphabet is enough to decipher the letters. The rest is based on your cultural knowledge of the subject. You do not need full school curriculum. This two week can be part of History or Turkish language class curricula. This book was also in M. Kemal Ataturk's private library (Anıtkabir 372)
Give up...Now try finding it in its original German written on commission for the Aşâir ve Muhacirin Müdürriyet-i Umûmiyyesi to be able to read, understand and use the information. If you are an academic with no foreign language proficiency you are still lucky. There are no such writers. The actual writer[4] claims to be a translator hiding under these two fake names. Luckily there are Turkish editions.[3] He created other books using the fake Freilitz about "Kurds Kürdler, Tarihi ve İçtimai Tedkikat."
Alternately download the book from Mavi Boncuk Archives Türkmen Aşiretleri
Classified in catalogs as if it is written by Raulig Freilitz, the book is actually claimed as the work of a doctor (Freilitz) and an engineer (Raulig). The original Author is the translator Habil Adem (Pelister) Bey.[4]
“Türkmen Aşiretleri – Almancadan tercüme edilmiş, Türkiya’daki Türkmenlerin hayat ve muaşeretleri hakkında ciddî vesaiki ihtiva eden bu eser, doktor. Freilitz (Frayliç) ve mühendis Raulig (Radliğ) namında iki mütetebbi Alman’ın eser-i telifidir (...).” Bu eser, Avrupa düvel-i muazzamasının müstemlekelerinde takip ettikleri usûl-I temsilin ilmî, içtimaî, felsefî ve iktisadî şekillerini ihtiva ediyor. Umum mesâil, en son ilm-i içtimaî esaslarına nazaran tahlil olunuyor ve münakaşalı, bî-taraf bir muhakeme ile neticeler gösteriliyor. İngilizlerin Mısırlıları, Hintlileri ne suretle idare ettikleri ve ne derece muvaffak olduklarını, Fransızların Arapları tefessüh ettirmek için takip ettikleri usulleri ve bilhassa Rusya’nın Türkler hakkında tatbik ettiği temsil usulünün derecelerini sahih ve şâyan-ı emniyet bir surette anlamak isteyenlerin müracaat edecekleri yegâne eserdir (...).”
[*] Fağfur, published in 5 numbers between 22 August - 3 Teşrin-i sâni (November) 1334 (1918) by Yahya Saim Ozanoğlu’s efforts, is a literary, philosophical, social periodical. Review name has been given with an inspiration from a verse of Yahya Kemal. Fağfur, which wants to address to readers from all social category and all levels by constituting a writer staff of different temperament, literary pleasure and understanding owner, has not been a side on syllable (aruz) debate which is from the most important literary events of the region, and has regarded to subject of meter (vezin) as an ordinary shape (şekil) matter. As declared in publication principles, it has seen poetical not in meter, but in using language as artistic. When taking published texts into consideration, it is seen that the review is largely about poetry and criticizing and includes few visual materials. Fağfur has tried to proclaim sounds in the feeling and thinking world of Turkish intellectual who suffered hopelessly and in national pains at the 1st World War and the beginning of the Armistice Era.
[3] Türkmen Aşiretleri Yazarı: Doktor Frayliç ve Mühendis Raulig translated by Habil Adem (Pelister) Edited by: Hasan Babacan, Servet Avşar Publisher: Vadi Yayınları| Ankara | 2008
Türkmen Aşiretleri | Prof. Dr. Haldun EROĞLU Yrd. Doç. Dr. Haluk KORTEL Yrd. Doç. Dr. Ali CİN Kültür-Sanat Yayıncılık Antalya, 2008 496 sayfa, 13.5 x 21 cm. ISBN No: 9752551848
[4] Naci Pelister, ya da bilinen müstear ismiyle habil adem; Talat Paşa emrinde aşair ve muhacirin müdüriyet i umumiyesi türkmenler bölümünde çalışan, iyi yetişmiş ancak entrikayı, hatta şantajı seven bir ittihatçıdır.
1930'lara kadar basın ve yayın hayatında kendi üslubunca yer almıştır. bilindiği kadarıyla aslen arnavut olan doğum ismiylenaci ismail (habil adem)'in ailesi hakkında pek fazla bilgi yoktur. Babası “alaylı” bir askerdir. elektrik mühendisi olmak için almanya’ya gittiğini, ancak orada felsefe okuyup doktora yaptıktan sonra geri döndüğünü, almanca, ingilizce ve fransızca bildiğini çeşitli zamanlarda kendisi dile getirmiştir.
Eğitimini tamamlayıp istanbul’a döndükten sonra mevlanzade rıfat’ın “serbesti” gazetesinde gazeteciliğe başlar. ardında 31 mart meydana gelir ve mevlanzade rıfat bu olaydan sorumlu bulunanlar arsında yer alarak 10 yıl sürgün cezasına çarptırılır. bu durumdan dolayı gazete kapanır, habil adem de işsiz kalır ve yabancı dil bilmesi nedeniyle devlet emniyet teşkilatı’nın tercüme bölümüne alınır. Habil Adem’in bu dönemde yaşadıkları biraz karışık ve belirsizdir. hatta bir iddiaya göre: habil adem’in başı bir kitap yüzünden derde girer. buna göre “londra konferansındaki mes’elelerden: anadolu’da türkiye yaşayacak mı? yaşamayacak mı?” muharriri: profesör cons mol, mütercimi: habil adem, ikbal kütüphanesi. şeklinde bir kitap yayımlanır.
“…kitabın yayınlanması üzerine alman elçisi talat paşa’ya gelmiş, almanya’da bu adla bir profesörün bulunmadığını, bu adla bir kitabın yayımlanmadığını ve almanya’nın bu (kitaptaki) tezi benimsemediğini ve yazar (çevirmen) hakkında kovuşturmaya geçilmesini bildirmiş. bunun üzerine talat paşa habil ademi çağırtmış, durumu ondan sormuş, habil adem de bu profesörün alman olmayıp bir macar olduğu ve bu tezini kitap halinde değil, budapeşte’de konferans olarak verdiğini ve kendisinin bu konferansı izleyip notlar aldığını söylemiş. talat paşa bu yalana kanmış gibi görünmüş ve habil ademe türkiye’den kaçıp gitmesini, bu suretle osmanlı-alman ilişkilerinde bir anlaşmazlığa meydan verilmemesini önermiş. bunun üzerine habil adem italya’ya gitmiştir.”
Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesi ve ardından ittihatçıların birer birer yakalanarak divan-ı harpte yargılanması sürecinde habil adem kendisi hakkında da dava açılacağını öğrenir ve iran’a kaçar. tahminen 1922’de tekrar istanbul’a döner.
Cumhuriyet döneminde resmi bir işe giremeyen habil adem daha çok yayıncılık, dergicilik gibi işler yapar. 1930’lu yıllarda arif oruç’un çıkarttığı “yarın gazetesi”nde yazılar yazdığı gibi yine arif oruçla birlikte bir parti kurma teşebbüsünde de bulunur. Ancak muhalif bir çizgideki gazetenin baskılara dayanamayıp kapatılması sonucu bu macera da biter. Bu arada yine adı sayısız dolandırıcılık olayıyla ve netameli işle ilgili olarak anılır.
Habil Adem’in ölüm yılı hakkında da tam bir netlik yoktur. 1938-1940 yıllarında ölmüştür diyenler olduğu gibi , habil adem’in 1948 yılında o dönemin chp muhalifi dergilerinden olan, necip fazıl’ın çıkardığı büyük doğu’da yazılar yazdığını belirterek ölüm tarihinin muhtemelen bu tarihten sonra olduğunu söyleyenler de vardır.
No comments:
Post a Comment